Sitemize Hoşgeldiniz Sitemiz Eğitim ve Öğretim Amaçlı Kurulmuştur..!
   
     
      
 



DERS ÇALIŞMA

DERS ÇALIŞMA

NASIL DERS ÇALIŞMALIYIM ?

 Çalışmam gerekiyor, biliyorum ama çalışamıyorum.” “Kitap önümde. Ben kitaba bakıyorum, kitap bana.” 
   “Dersin başına oturmak hiç içimden gelmiyor.” Bunlar zaman zaman birçoğunuzun düşündüğü, hissettiği şeyler. Çalışmaya başlamanın bireye zor gelmesinin çeşitli sebepleri olabilir: 
• Çalışmayı sevmemek 
• Çalışmak zorunda olduğu dersi ya da konuyu sevmemek, 

 

 


• O zaman diliminde başka bir şey yapmak istemek, 
• Başarısızlıktan korkmak, 
• Kendine ait bir hedefi ve amacı olmamak, 
• Çalışmayı gerçekleştirebilecek ortama sahip olmamak. 
    Bütün bunların üstesinden gelebilirsin. Yeter ki kararlı ol. Kendini kontrol et. 
    Öncelikle çalışma ortamını düzenle. Düzenli bir çalışma ortamı öğrenmeyi kolaylaştırır ve ayrılan zamanın en verimli şekilde kullanılmasına olanak tanır. 
Çalışma ortamını (kendi odan ya da evde düzenleyeceğin bir çalışma köşesi) dikkatini dağıtacak nesnelerden arındır. Dikkatinin gözle kulak arasında bölünmesine engel olmak için TV, teyp, tablo, poster gibi eşyaları kaldır. Çalıştığın yerin havasının temiz, ısısının normal ve aydınlatmasının iyi olmasına özen göster. Masanı düzenli tut. Ders araç gereçlerini önceden hazırla. Çalışmaya başlamadan önce yiyecek, su, tuvalet, giyim ihtiyaçlarını gider. Çalışma yerinin masan olmasına özen göster. “Ben yatarak daha iyi çalışıyorum” diyerek kendini kandırma. 
    Artık çalışmaya başlayabilirsin. Kararlı ol, masana geç ve çalışmaya başla. Hemen başla. Başladıktan sonra devamı gelecektir. Hedeflerini düşün. Bu hedefler sana çalışma gücü ve motivasyon verecektir. Sakın “İlham gelsin” diye bekleme. Önce çalış. Başarı arkasından gelecektir. Başarılı olunca ders çalışma isteğin artacaktır. 
    Gerçek başarı, hayallerini ve isteklerini tanımlayıp onları gerçekleştirmek için çalışmakta gizlidir. Doğuştan getirdiğin kapasiteni değiştiremezsin. Ama var olan kapasiteni geliştirmek için çalışırsan, öğrenme düzeyini yükseltebilirsin. 

   Çok çalışmak, saatlerce çalışmak demek değildir. Planlı çalışmak, her şeye zaman ayırmak bizi daha başarılı kılar. 
Kendine güven, engeller seni yıldırmasın. Kendine söz ver, verdiğin sözleri tut. Verdiğin sözleri tutunca da kendini ödüllendirmeyi unutma. 
                DİKKATİN ÇOK ÇABUK MU DAĞILIYOR? 
MİNİ ANKET 
Aşağıda sıralanan önermelere “evet” ya da “hayır” cevabını ver. 
• Çalışırken gereksiz ayrıntılara dalıyorum. Evet- Hayır 
• Öğrenmem gereken bilgiler çok zor ve karışık geliyor. Evet- Hayır 
• Duygusal sorunlarım var. Evet- Hayır 
• Önceki yıllardan eksiklerim var. Evet- Hayır 
• Amaçsız ve düzensiz çalışıyorum. Evet- Hayır 
• Sık sık hastalanıyorum. Evet -Hayır 
• Çalışma ortamımda beni olumsuz etkileyen uyarıcılar var. Evet Hayır 
• Bazı küçük sorunlar nedeniyle kafam karışıyor. Evet Hayır 
Bu mini ankete verdiğin cevaplarda “evet”ler daha çok ise, dikkatini toplamak konusunda zorlandığını söyleyebiliriz. Ancak unutma ki, kendine güvenini ve konsantrasyonunu bir gecede kazanman mümkün değildir. Doğaldır ki, sıkıntılar ve sorunlar yaşayabilirsin. Önemli olan bunları aşmak için neler yapabileceğini belirlemek ve kararlılıkla harekete geçmektir. 

 
 
 Çalışma Teknikleri

Öğrencilerimizin sınavı kazanamama nedenlerinden biri 'düzenli bir çalışma alışkanlığının' olmamasıdır.

Düzenli çalışma alışkanlığı olmayan öğrenci,

Çalışma yerini rastgele seçer, sürekli bir mekan edinmez,

Çalışma zamanını düzensiz kullanır,

Çalışırken düşünce ve hayallere dalar gider,

Yatarak çalışır,

Televizyon seyrederek yada müzik dinleyerek çalışır,

Yavaş okur,

Dersi ezberler, önemli konuları ayırtetmesini bilmez,

Derste anlamadığını sormaz,

Ders tekrarlarını yapmaz, nasıl olsa bir kere çalışmış ve anlamıştır,

Uykusu geldiği halde anlamasada çalışmaya devam eder. Önemli olan anlamak değil kaç saat çalıştığıdır.

ÇALIŞMA ODASI AYARLAYIN

· Aynı yerde yapılan çalışma, kişiyi ortama alıştırır ve dikkatin dağılmasını önler. Eğer bir çalışma odanız yoksa, evin bir odasının uygun bir köşesini çalışma köşesi olarak ayarlayabilirsiniz.

· Oda ısısı normal olmalı (fazla sıcak veya soğuk olmamalı)

· Televizyon ve aşırı müzikten, afiş ve posterlerden uzak olmalıdır.

· Çalışma odası dikkatin dağılmaması açısından düzenli olmalıdır.

· Masada çalışınız, yatarak çalışmayınız. Yatarak çalışmak ciddiyetten uzak bir çalışma olur, aynı zamanda uyku getirir.

· Çalışırken mümkün olduğunca derse konsantre olunuz. Hayallerinizden ve birtakım sorunlarınızdan sıyrılın. (üniversite, kazandığınız hayalini kurabilirsiniz)

· Çalışma masanızın karşısına duvara, istediğiniz üniversite veya bölümü kocaman bir kağıda yazıp asınız. Bu sayede her gün onu görecek ve amacanızın ne olduğunu unutmamış olacaksınız.

ZAMANINIZI AYARLAYIN

Arkadaşlar, yaptığımız çalışma programı sizlere rehberlik edecektir. Bunun yanında, bireysel farklılıklar, ev ve aile durumu,okul ve dershane saatleri gözönüne alındığında sizin en çok verim aldığınız saatleri kendinize göre belirlemeniz de gerekir. Bunuda verdiğimiz çalışma programını inceleyerek kendinize göre ancak siz düzenleyebilirsiniz.

Buna göre,

· Gündüz yapacağınız çalışmalar 8-12 ve 16-18 arası yapılırsa daha iyi olur. Sabahları ve gece yatmadan önce kısa tekrarlar yapın. Bu tekrarlar hatırda tutma olasılığını artırır.

· Programdaki derslerin saatleri en rahat çalışabileceğiniz saatler olmalı.

· Bir saatlik çalışmadan sonra on dakikalık ara vermeli.

· Birbirine yakın dersleri art arda çalışmamalı. Günde 3 Farklı dersten fazla ders çalışmayın.

Aralıklı tekrarlara yer verin.

TEKRAR NASIL YAPILMALIDIR

· 45 dakika ders, 5 dakika tekrar, 10 dakika dinlenme

· Her gün akşam yatmadan önce 10 dakika tekrar

· 1 hafta sonra 20 dakika tekrar

· 1 ay sonra 30 dakika tekrar

· (Aynı Konu)

Günlük Tekrar Nasıl Yapılır

· Gün boyunca dershanede gördüğünüz veya çalışma saatlerinde çalıştığınız konuların tekrarı şeklinde olur.

· Yatmadan Önce Tekrar Nasıl Yapılır?

· Arkadaşlar uyku unutmayı azaltır. Bu nedenle uyumadan 15 dakika önce yapılan tekrarlar çok önemlidir. Bu tekrar, ayrıntıya girmeden, konu başlıklarını, formülleri, önemli özellik ve yorumları, test kitaplarındaki koyu harflerle yazılı bölümleri gözden geçirmek suretiyle olur. Bu sayede akılda kalıcılık sağlanmış olur.

Haftalık Tekrarlar Nasıl Yapılır

· Dershanede gördüğünüz konulara paralel bir çalışma uygulayın. Dersleri kesinlikle hocanızdan geride takip etmeyin. Hatta geçmeye çalışın. Bunun içinde haftalık tekrarlara ihtiyacınız olacaktır. Hafta sonlarında bütün bir hafta görmüş olduğunuz konuları derslere göre sıraya koyarak tekrarlayınız. Eğer unutulmuş yada hiç anlaşılmamış konular varsa derhal o konuya çalışın ki hocanız diğer hafta başka bir konuya geçince zorluk çekmeyesiniz.

Aylık Tekrarlar Nasıl Yapılır ?

· Aydan aya yapılan tekrarlardır. Bu tekrarlar sayesinde geçmiş konuları unutmamış olursunuz. Bu tekrarı genelde göz gezdirme ve soru çözme şeklinde yapabilirsiniz.

DERSİ EZBERLEMEKTEN ZİYADE ÖĞRENMEYE ÇALIŞIN

· Ezberlemek öğrenmek değildir. Ezberlenen bilgiler kısa sürede unutulur.

· Matematik ve Fen Bilimlerinde temel prensipleri öğrenerek bol bol problem çözün. Bu öğrenmeyi pekiştirir.

· Daha çok sözel bölüm için gerekli olan okuyarak öğrenmede, Tara, sor, oku, anlat, tekrarla yöntemini uygulayın.

· TARA: Konu hakkında bir ön fikir edinebilmek için,ana ve alt başlıklara, varsa şekillere ve koyu renkli yazılmış cümlelere göz atın.

· SOR: Ana ve alt başlıkların konuları üzerinde zihnen bazı sorular sorulur. 'Bu başlık altında ne anlatılmaktadır? Ne demektedir? Konunun hangi yönü kapsamaktadır? Gibi sorular oluşturulur.

· OKU: Konunun başına dönülerek ilk ünite okunur. Bu okuma sırasında daha önceki bölümde sorulan soruların cevabı bulunmaya çalışılır. Cevapları buldukça yazın. Ana fikirleri bulmaya çalışın. Genellikle paragrafın ilk cümlesinde ve varsa bölüm özetlerinde ana fikre yer verilir. 'Çoğunlukla, sonuç olarak, kısaca , her zaman' gibi sözcüklerden sonra daima önemli fikirler bulunur.

· ZİHNEN ANLATMA : Ünitenin okunması bitince parça zihnen anlatılır. Önemli kavram, terim ve fikirler zihnen tekrarlanır.

· TEKRAR: Okunacak bütün bölüm bitince, bütün ünitelerin ana fikirleri, temel kavramlar, terimler ve ünitelerin birbirlerine bağlanışları, dikkate alınarak bölüm tekrarlanır. Hatırlanmayan ve gereken kısımlar yeniden okunur.

NOT TUTUN:

· Tanımları, benzerlikleri, farklılıkları, örnekleri, öğretmenin önemli dediği yerleri not edin.

· Ders çalışırken telefon görüşmesi yapmaktan kaçının. Hayır demesini öğrenin. Bunu söylerken arkadaşınıza 'Sana değil, isteğine hayır diyorum' mesajını hissettirin.

DENEME SINAVLARI

· Deneme sınavlarını ciddiye alın.

· 3 saat bir işle meşgul olmaya kendinizi alıştırın. Ama bu iş futbol oynamak, televizyon seyretmek, gezmek, müzik dinlemek değil DERS ÇALIŞMAK olsun. Deneme sınavlarında 3 saat sıkılmadan oturup, soru çözmeye alışın.

· Yapılan deneme sınavı sonuçlarına göre, eksiklerinizi tamamlamaya çalışın.

YAPTIĞI PROGRAMA UYMAK İSTEYEN ÖĞRENCİ,

· Kesin bir amaç belirlemiş olmalıdır. (Üniversiteyi istiyor musunuz, yoksa dershaneye öylesine mi geliyorsunuz)

· Çalışmayı alışkanlık haline getirmelidir.

· Sorunlarından mümkün olduğu kadar sıyrılmaya çalışmalıdır.

· Televizyon alışkanlığı varsa bundan kurtulmaya çalışmalıdır.

· Unutmayın ki, en kötü plan bile plansızlıktan iyidir.

NASIL TEST ÇÖZMELİ?

· Çalışılan konunun pekişmesi için hemen ardından test çözmek gerekir. Pekişen konunun unutulmaması için de bol bol test çözmelidir.

· Kendinize göre bir test çözme tekniği geliştiriniz.

· Hızlı okuyun, anlayarak okuyun ve soruyu en kısa zamanda çözmeye çalışın.

· Test çözerken, bilinçli çözün, çözdüğünüz soru sayısını çoğaltmak için değil, aynı zamanda konuyu anlamak için de çözün.

· Çözdüğünüz her testi kontrol edin. Yapamadığınız soruların doğru cevabına baktıktan sonra, o soruya tekrar dönüp, bütün şıkları gözden geçirin. Yanlışı nerede yaptığınızı, cevabın niye o şık olduğunu anlamaya çalışın. Unutmayın ki, yaptığınız yanlışlar siz doğruyu öğretir. Hatta doğru sorulara bile dönerek doğru şıktan emin olun.

· Bu metot başlangıçta size zaman kaybı gibi gelebilir. Belki 20 soruluk bir testi uzun bir sürede çözebilirsiniz. Fakat bu test size, kontrol etmeden çözdüğünüz 100 soruluk bir testten daha büyük fayda sağlar.

· Test çözerken hiçbir zaman şıkların tamamını okumadan cevaplandırmayınız.

· Her testi çözerken saat tutun. Her soruyu kaç dakikada çözdüğünüzün farkında olun. ÖSSde ayrıca zamanla yarıştığınızı unutmayın.

· Soru çözmede pratiklik kazanmalısınız. Bunun içinde bol bol soru çözmelisiniz.

· Kendinize güvenin. Ancak kendine aşırı güven güvensizlik kadar tehlikelidir.

· Hiçbir zaman nasıl olsa biliyorum, nasıl olsa yaparım diye belli bir konuyu veya soruyu hafife almayın.

· Hızlı okumaya çalışın. Dersi ezberlemeyin. Çalışmalarınızı ve sınav sonuçlarınızı değerlendirin. Acele etmeyin. Konuları sindire sindire öğrenin.

· Planlı ve düzenli çalışma ve istemek başarının tek anahtarıdır.

Daha Başarılı Olmak İçin
1 - Amaç Belirleyin

Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir. Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir. İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir. Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır. Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır. Sizler, üniversite sınavlarına hazırlanırken, sizi mutlu edecek, severek yapabileceğiniz bir mesleği elde etmeye çalışıyorsunuz. Ancak sizi mutlu edecek mesleği ya da meslekleri önceden belirlemiş olmanız, çalışmanız için size çok önemli bir yol gösterici olacaktır. Çalışmanızın yönünün belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde mutlu edecek yolu belirlemektir. Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir

2- Planlı ve Programlı Çalışın

Amacınıza ulaşmak için hangi dersi ne kadar çalışacağınızı, ne zaman çalışabileceğinizi, ne kadar gayret göstermeniz gerektiğini bilmelisiniz. Zamanı israf etmemek, en sağlıklı şekilde değerlendirmek için, her etkinliği planlayarak yapmak gerekir. En kullanışlı çalışma planı, haftalık olandır. Haftalık çalışma planı yaparken, her gün, hangi saatlerde hangi etkinliği yaptığınızı düşünerek, her etkinlik için belli zamanlar ayırın. Dersi en verimli çalışabilmeniz için yapmanız gereken şey, dersinizi engelleyecek etkenlerin en az olduğu saatleri çalışmaya ayırmaktır. Bunu saptadıktan sonra yapacağınız şey ise, çalışmanız gereken dersleri, belirlediğiniz saatlere dengeli olarak dağıtmaktır.

Dersi derste öğrenmeli...

    Dinlemenin öğrenmede tartışılmaz bir rolü var. Verimli dinleme başarıya giden yolda atacağınız adımlardan biri. Konuyu derste öğrenmek için derse, hem ruhsal hem de bilimsel olarak hazırlıklı gelmek gerekir.

Bu iki mükemmel teşhisten sonra diyebiliriz ki, kendine güven sağlama sürecinde zamanla mükemmele ulaştırabileceğimiz irade gücü ve böylece kazanacağımız kararlılık temel taşları oluştururlar.

İfade edildiği gibi kararlılık doğrudan kendimizle ilgilidir. Geleceğini düşünen birinden bazı kararlar verme aşamasında gevşeklik göstermesi beklenemez. Programınız nedeniyle arkadaşlarınızdan gelen tekliflere nasıl, 'hayır' diyebilme cesaretini gösteriyorsanız, bu kararlılığı kendi nefsiniz nezdinde de gösterebilmelisiniz.

'Biraz daha eğlensem ne olur canım?' derseniz iradenize çok büyük bir darbe indirmiş olursunuz. Bu hal, kararlılık zincirinin işte bu noktada kırıldığını gösterir. Anlayamazsanız ardı bir çorap söküğü gibi geliverir. Kendine güvenin örselenmesinde sanıyorum en çok karşılaşılan sorun budur. Fırsat vermeyin lütfen!

Yaptığınız programın başarıya ulaşmasına kendi isteğinizle engel olmayın. Kurduğunuz sarayı kendi elinizle yıkmayın. Biliyorum, bu anlatılanları gerçekleştirmek çok kolay değildir. Zamanında ben de bunun mücadelesini verdim. Birçok kişi eğlenirken, sizin o tatlı bahar günlerinde dört duvar arasında yoğun bir programla cebelleşmeniz pek cazip bir şey değildir. Ancak Henry Clause'in dediği gibi, 'Öğrenmek (böylesine) pahalıdır, ama cehalet çok daha pahalıdır.'

Bu yüzden siz başkalarının istediği gibi değil, olmanız gerektiği gibi davranın ve öyle yaşayın. Hayatın inanmak ve mücadele etmekten ibaret olduğunu unutmadan...

Yeri gelmişken motivasyonla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Aslında dikkat ve motivasyon içiçedirler. Birini diğerinden ayrı görmek yanlış olur. Derse ya da çalışmaya motive olmak, dikkatli olmak da motivasyonu beraberinde getirir.

Çalışma Azmi

Buraya kadar anlatılanlar ders çalışmayla ilgili çalışma öncesi gözönünde bulundurulması zorunlu verimli çalışmanın temel öğeleriydi. Bundan sonraki konularda, çalışma yöntemleri verimli dinleme, not tutma, özet çıkarma, pratik çalışma, zamanı değerlendirme, sınav öncesi-sınav-sınav sonrası yapacaklarınız üzerinde duracağız.

Planlamanızın yeterli ve doğru çalışma azminizin fevkalade olduğuna inandıktan sonra zaten soracağınız soru şudur: 'İyi de ben nasıl ders çalışacağım? Beni başarıya götürecek yöntem hangisi olabilir?'

İşte bundan sonraki sayfalarımızda bu ve benzeri sorularınıza cevaplar bulacaksınız. Bu ana başlık altında örneğin pazartesi günü sabah kalkıp okuluna giden herhangi bir öğrenciyi ele alacağız.

Doğaldır ki bu arkadaşımız sabah belli saatte kalkacak, kahvaltı edecek, üstünü başını toplayacak, akşamdan hazırlamadıysa çantasını hazırlayacak ve belli bir saatte okulda olacaktır.

Rutinde işleyen bu süreç ilk bakışta sanki olağanmış gibi değerlendirilebilir. Oysa yüzde yüz başarıyı hedefleyen bir öğrenci için yeni hafta pazartesi sabahı değil, pazar gününden başlar.

Okula, okul öncesi birkaç dakikada hazırlanmak stres ve yanlışları da beraberinde getirir. Oysa dün onca zaman vardı ve değerlendirilebilirdi. Bu yüzden genel anlamda sosyal hayatta da alışkanlık haline getireceğiniz 'işi zamanında ve sıkıştırmadan yapma' prensibini burada da kullanmalıyız.

Böylece o sabah rahat bir kahvaltı yapma, paniklemeden üstünüzü başınızı toplama ve hiç acele etmeden stressiz bir ruh hali ile okulun yolunu tutma fırsatını elde etmiş olacaksınız.

Derse girdiğinizde doğal olarak yapacağınız ilk iş dinlemek olacaktır. Öyleyse öncelikle size faydalı olacak dinleme nasıl olmalıdır, onu inceleyelim. Hangi yöntemle en fazla hatırlama oranını elde edebilirsiniz, bunları görelim.

Konu girişinde her ne kadar ders kelimesi geçiyorsa da aslında şöyle bir düşünürsek dinlemenin günlük aktivitelerimiz içinde hissedilir bir ağırlığı olduğunu farkederiz. Şüphesiz bu yüzden 'verimli dinleme' sosyal hayatta da çok sık başvuracağımız önemli bir aktivite olacaktır. Öyleyse iyi bilinmesi ve uygulanmasında yüksek fayda vardır.

Öncelikle şunu ifade edelim ki, dinlemekle duymak aynı şeyler değildir. Duymak, sadece kulağın organik bir fonksiyonu olabilecekken, dinlemek birçok fonksiyonlar içeren komple bir aktivitedir. Dinlerken duyarız, duyduklarımızı beynimizde şekillendirir ve hafızaya belli ölçülerde yerleştirir koruma altına alırız. Tabi ki bu hal belirli gerekleri yerine getirmekle mümkündür.

Okula gitmeden önce hazırlıklarınızı bir gün önceden tamamlayın

Okula gitmeden önce yapmanızda fayda gördüğümüz birkaç noktayı kısaca hatırlatmak gerekirse:

* Mutlaka kahvaltı edin. Okula aç karnına gitmemeniz, beyninizin daha rahat muhakeme etmesine ve çalışmasına yardımcı olacaktır. Ancak okulda birşey yemeyeyim diye tıka basa doymak da ilk derslerde rahatsız olmanıza, hatta sınıfta biraz arkalarda oturuyorsanız, ortam da müsaitse uyuklamanıza neden olacaktır. Bunları dikkate alın ki, dikkatiniz bozulmasın.

* Sabah okula gidiyorsanız, okul için o gün gerekli her şeyinizi mutlaka akşamdan hazırlayın. Bu sayede sabah daha rahat hareket edebilirsiniz. Aceleyle yapılan işlerde hata payı yüksektir. Okul hazırlığınızı önceden yaparsanız hem birtakım okul gereçlerinizi unutmaz, hem de daha rahat kahvaltı eder ve diğer ihtiyaçlarınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz. Unutmayın, rahat başlayan gün, rahat geçer.

* Sabah mümkünse kısa bir mesafe de olsa yürüyün. Okulunuz çok uzaksa hemen evinizin önündeki durağı değil de, bir sonrakini kullanın. Bu kısa yürüyüş sizi yormadığı gibi, sabah mahmurluğunu üzerinizden atmanıza yarayacaktır. Tabi mevsimi ve hava şartlarını da göz önünde bulundurmanızda yarar var.

* Okula giderken öncelikle o gün için yaptığınız planınızı gözden geçirin. Ayrıca sistemimiz doğrultusunda akşamdan bugün için hazırlandığınız derslerden aklınızda kalanları şöyle bir hatırlamaya çalışın. Bunu zorunluluk olarak görmeyin. 'Yolda giderken de mi ders' diye yakınırsanız, bu zevk değil, eziyet kaynağı olabilir. Bu yüzden zamanla kazanacağınız bu alışkanlığı bir zevk ve hobi haline getirmeye çalışın.

* Okula ne erken ne de geç gidin. Erken gitmek kışın ya da kötü hava koşullarında sorun olabilir. Bunun da ötesinde yapılan, zaman kaybıdır. Hele bir de sistemimizin 'zaman değerlendirme' yöntemlerinden faydalanamıyorsanız, bu kayıp daha fazla olabilir. Geç gitmek hem okul idaresine karşı sorunlar doğurabilir. Hem de sizi aceleye sokacağından sabahınızın iyi başlamamasına neden olabilir. Okula geliş gidişlerde elbette (özellikle Ilk öğretimde) anne ve babalara büyük sorumluluklar düştüğü bir gerçektir.

Başarılı Olmak İçin Nasıl Bir Çalışma Planı Hazırlamalıyız?

     Başarılı olmak istiyorsanız, planlı çalışmak zorundasınız. Planlı çalışmak, bir yılda bitirilmesi gereken uğraşları aylara, onları haftalara haftalık çalışmaları günlere, günün saatlerine bölüştürmek sonra da her saatin payına düşen işleri gerçekleştirmek demektir......

Başarılı olmak istiyorsanız, planlı çalışmak zorundasınız. Planlı çalışmak, bir yılda bitirilmesi gereken uğraşları aylara, onları haftalara haftalık çalışmaları günlere, günün saatlerine bölüştürmek sonra da her saatin payına düşen işleri gerçekleştirmek demektir.

Her zaman yıllık ve planlara ihtiyaç duymasanız da haftalık ve günlük plan mutlaka yapmalısınız. Bunun sonucunda sizin zamanı nasıl kullandığınızı görürsünüz.

Haftalık çalışma da, plan hazırlanmalıdır. Burada hangi gün neler yapmanız gerektiğini saptamalı, bu işleri öncelik sırasına göre günlere bölüştürüp yazmalısınız.

Haftalık plandan sonra sıra günlük plana gelecektir. Günlük plan sadece çalıştığınız konuları değil, günlük diğer etkinliklerinizi de, göstermelidir. Uğraşılarınızı en somuta yani günlük plana indirgemiş olacaksınız. Bunun için bir 'Günlük Plan Çizelgesi' oluşturunuz. Zaman çizelgesi, zamanınızı iyi kullanma alışkanlığı oluşturmada size büyük yarar sağlayacaktır.

Programınızı gerçekçi hazırlamak için bir hafta kendinizi gözlemleyiniz. Hangi saatlerde ders çalışıyorsunuz, en verimli çalışma saatlerinizi ulaşım, yemek aralarını, uyku süreleriniz saptayınız. Bundan sonra kendinize uygun olan, verimli çalışmanızı gerçekleştirebileceğiniz, ders çalışma programınızı yapabilirsiniz.

Ders çalışırken, arka arkaya gelecek derslerin mümkün olduğu kadar birbirinden farklı olmasında yarar vardır. Felsefe, Sosyoloji, Matematik, Fizik gibi kavramları açısından birbirine benzeyen derslerin arka arkaya konması öğrenmeyi zorlaştırır.

Ders çalışma programını uygulamak başta çok zor olabilir Fakat katlanacağınız kısa süreli sıkıntıların, ileride sizleri bekleyen mutlu, başarılı ve doyurucu uzun yıllar için bir yatırım olacağı bilincine varırsanız, bu geçici sıkıntıları kolaylıkla atlatabilirsiniz.

Gerek haftalık gerekse günlük planlarınıza değişmez bir kalıp olarak bakmamalısınız. Haftanın, günün dahası saatlerin getireceği yeni durumlar doğrultusunda zaman çizelgesinde gerekli değişikleri yapabilirsiniz. Hazırladığınız planda zorunlu kalmadıkça değişiklik yapmamalısınız.

Kendinize uygun olarak verimli çalışmanızı gerçekleştirebileceğiniz ders çalışma programı yapabilirsiniz. Bunun için ,

* Sınav tarihlerini ödevlerinizi teslim etmeniz gereken tarihleri önceden bilin.

* O hafta hangi derslere çalışacağınıza ve onlara ne kadar çalışma süresi ayıracağınıza karar verin. Her ders için çalışma süreli farklı olabilir. İlk hafta her ders için bir deneme süresi saptayın. O süre sonraki haftalarda değişebilir. O ders belki düşündüğünüzden daha fazla veya daha az zaman ayırmak durumunda kalabilirsiniz.

* Çalışmayı planladığınız derslerinizi başlayış ve bitiş süreleri de belirterek takviminize yazın.

* Aralıklı ders çalışmanın en verimli çalışma yöntemi olduğunu bilerek kendinize her ders çalışma süresini sonunda dinlenmek veya başka etkinlikler için zaman ayırın.

* Çalışma süreleri arasıda verdiğiniz bu araları kendinize ödül olarak düşünün. Çünkü belirlediğiniz hedefe (ders çalışma) ulaştığınızda ödülü hak edersiniz. (Tv, müzik, çay içmek... gibi)

* Günlük planda ihtiyaçlarınıza da ayrıntılı yer verin.

* Programınızı ÖĞRENME -TEKRAR ETME - DİNLENME ilkesine göre düzenleyin !

* Düzenlemiş olduğunuz zaman tablonuzu çalışma masanızda bulundurun veya duvarınıza asın.

* Zaman tablosunda çalışma sürelerini, diğer etkinliklere ayrılan süreleri değişik renkte kalemler kullanarak gösterin.

* Hafta sonunda programınızı gözden geçirin.

* Eğer çalışma programınızı gerçekleştirmişseniz kendinize büyük bir ödül verin. Eğer yeterince ders çalışmamışsanız, haftalık programınızı gerçekten yerine getirebileceğiniz şekilde yeniden düzenleyin. 

Ders Çalışma Taktikleri
   Ders Çalışmak Nasıl Zevkli Hale Gelir?

''Yapabileceğinize de inansanız yapamayacağınıza da inansanız, haklı çıkarsınız.'' Henry Ford

Bizim hayatımızı şekillendiren yaşadığımız olaylar değil, o olayların ne anlama geldiğine dair inançlarımızdır. Sorun ne çevremizde ne de yaşadığımız olaylarda. Sorun bizim olaylara yüklediğimiz anlamlarda. Bizim onları nasıl yorumladığımızda. Bu gün kim olduğumuz ve yarın kim olacağımızı belirleyen bizim olaylar hakkında oluşturduğumuz inançlarımızdır. İnançlarımız neşe dolu bir ömürle, acılarla ve mutsuzluklarla dolu bir ömür arasındaki farkı belirler. Bazı bireyleri başarılı yapan, bazılarını da başarısızlık ve çaresizlik içinde yaşatan taşıdığı inançlardır.

İnançlarımız, neyin acı neyin zevk olduğunu belirleyen güçtür. Hayatımızda herhangi bir olayla karşılaştığımız zaman beynimiz iki soru sorar. 1) Bu acı mı yoksa zevk mi? 2) Şimdi ben acıdan kaçmak ya da zevke ulaşmak için ne yapmalıyım? Bu sorulara verdiğimiz cevaplara göre hareket ederiz. İnançlarımız neyin acıya ya da zevke yol açacağına ilişkin öğrenmiş olduğumuz genellemelerden oluşur. Bu genellemeler bizim tüm eylemlerimizi belirler. Dolayısıyla olaylar hakkında oluşturduğumuz inançlar hayatımızın yönünü tayin eder.

Ders çalışmaya yoğunlaşamamanızın nedeni onu algılayış biçiminizdir. Bu davranış hakkında öğrencilerin zihinlerinde çeşitli genellemeler vardır. Ders çalışma nasıl bir faaliyettir? Sorusuna öğrenciler: Sıkıcı buluyorum, nefret ediyorum, sınırlayıcı, çalışmak için istek olmalı, çalışmamak daha eğlenceli vb. şeklinde cevaplar vermişlerdir. Zihinlerinde bu vb. genellemeler bulunan öğrenciler çalışmayı inanç ve alışkanlık haline dönüştürerek bu durumdan kurtulabilirler. Özellikle bu düşüncelerin olumlu hale dönüşmesini beklemek son derece yanlıştır. Beynimizde var olan bu genellemeleri kaldırmak için bir süre çalışmayı bir mecburiyet olarak görmek, onu bir tercih olayı olarak algılamamak gerekir.

Üniversite okumak sizin için bir zorunluluk mu? Yoksa sadece bir tercih mi? Uğrunda her şeyi göze alabileceğiniz bir etkinlik mi? Yoksa önemsiz, alelade bir şey mi? Ders çalışmaya, deneme sınavları yapmaya, binlerce soru çözmeye mecbur musunuz? Hayallerin ve hedeflerin için mücadele eder misin? Gece gündüz hep bunlara katlanabilir misin? İnanç bu tip sorulara evet cevabını verir ama tercih evet cevabını vermez.

Birçok öğrencinin kaybı ders çalışmayı bir tercih olarak algılamalarıdır. Onu inanç haline dönüştürürseniz yoğunlaşmayı daha kolay sağlayabilirsiniz. Eğer çalışmalarınızın sonucunda ulaşacağınız hedefleri bir tercih olarak görürseniz hedefleriniz hayalden ibaret kalır. Hedefe ulaşmak için tam bir inanca sahip olmak gerekir. Bununla beraber sizi hedefe götürecek her davranışı da bir inanç haline dönüştürmelisiniz. Öğrencilerin etkili bir çalışmayı sergileyemeyişleri, bu çalışmayı, gezme, Tv seyretme, internet, oyun vb. seçenekler arasında bir tercih olarak görmeleridir. Hedefe götüren her davranış bir inançtır. Hedefe olan inancı körükleyen, onun ateşini alevlendiren birer etkendir. Hedef üniversite ise ders çalışmak inançtır. O bir tercihten öte hedeflerinize ulaşmak için yapılması gereken bir zorunluluktur. Eğer üniversiteyi hayal ediyorsanız ona giden yolun ders çalışmaktan geçtiğini unutmayınız.

Öğrencilerin çalışmaya gerektiği gibi yoğunlaşmaları için yapmaları gereken bazı davranışlar vardır. Davranışlar içinde bulunduğumuz durumun göstergesidir. Başarılı bir sonuç elde etmiş iseniz, o anki zihinsel ve fiziksel eylemlerinizi hatırlayarak aynı sonuca tekrar ulaşabilirsiniz. İnsanların çoğu, durumlarını yöneltmek için bilinçli hareket etmezler. Ya enerjik ya da çöküntülü olurlar. Herhangi bir alanda kişiler arasındaki farkı, kaynaklarını etkin olarak nasıl kullandıkları belirler.

Çoğu öğrencinin iyi yoğunlaşmak için aradığı şey durum değişikliğidir. Fakat birçoğu da bunu yanlış uygular. Çalışma isteği kaybolduğunda televizyon seyretmek, müzik dinlemek veya gezip dolaşmak gibi ders çalışma davranışı dışında çeşitli yollar denerler. Bunlar çalışma isteğinin uyanmasını sağlamadığı gibi tamamen ortadan kalkmasına neden olabilir. Çünkü seçilen bu davranışlar insanın hoşuna giden davranışlardır. İnsanlar hoşlarına giden davranışları yapmaya devam etmek isterler. Oysa ders çalışmak çoğu öğrencinin hoşuna gitmeyen bir durumdur. Onun için durum değişikliğini önce düşüncede başlatmalı. Daha sonra fizyolojinizde çeşitli değişiklikler olacaktır. İçinizde oluşan sıkıntılarınızı atamadığınızda, ders çalışmaya kendinizi veremediğinizde, çok istemenize rağmen dikkatinizi toplayamadığınızda hemen durumunuzu değiştirmeyi deneyin.

 
Bellek Geliştirmenin Yolları

Normal zekaya sahip olan herkes belleğini geliştirebilir. Üstelik, geliştirici metodlar tamamıyla, pratik zekaya dayanmaktadır. Algılanan her olay, bir veya birkaç duyu aracılığıyla beynin bazı dokuları veya diğer sinir merkezleri üzerinde etki yapar. Bellek geliştirme işlemi, bu etkilerin kuvvetlendirilmesi ve çoğunun korunmasını sağlayacak bir düzenle depolandırılmaktadır. Etkiler ne kadar temiz, sinirsel depolamanız ne kadar düzenli ise, anımsamanız da o kadar kolay olacaktır.

Tekrarlama, Akılda Tutmanın En Sade, Fakat En Sıkıcı Yoludur.

Yeterince tekrarlama sabrınız varsa, hemen her şeyi öğrenebilir ve anımsayabilirsiniz.

Mümkün Olduğu Kadar Birden Çok Duyunuzu, Anımsamak istedikleriniz Üzerinde Toplayın.

Daha önce elma görmemiş bir kimseye elma gösterdiğinizi farzedelim. Eğer elmaya sadece bakarsa, belirli bir etkiye, fakat eline alıp tutar, koklar ve tadarsa, daha açık ve kalıcı bir anıya sahip olacaktır. Bunun bilimsel nedeni, görme duyuşu yoluyla aldığımız etkilerin, dokunma veya diğer duyular yoluyla aldıklarımızdan tamamen farklı bir hücreye kaydolmasıdır. Bununla beraber, sinirsel sistemin tüm dokuları birbiriyle bağlantılı olduğundan, bir şey hakkında ne kadar çok etki sahibi olursak, onu bilinçaltından istediğimiz anda çekip çıkaracak o kadar çok iplere sahip oluruz.

Bu prensip isimleri ve yüzleri anımsamada oldukça önemlidir. İsimleri anımsayamayan insanlar, genellikle, ilk önce bunları tam duymayan veya az dikkat eden insanlardır. Bu insanlar, muhtemelen, yabancının görünüşü veya onun üzerinde ne çeşit bir etki uyandırdıkları veya ona ne söyleyecekleri île daha çok ilgilidirler.

Zayıf bellekli bir iş yöneticisi, bu yeteneğini geliştirmeye karar vermişti. Herhangi bir kimse ona geldiği zaman, başlangıçta onun ismini tam olarak öğrendiğinden emin oluyordu. Gerekirse, yazılışım soruyor, sonra da ismim bir yere yazıp dikkatle yazdığına bakıyordu. Böylece, birkaç duyuşu yoluyla etki almış oluyordu. Konuşmaları sırasında ismi durmadan tekrarlıyordu. Bu arada, yeni tanıştığı insanın yüzünü, ifadelerini ve davranışlarım inceliyordu. Bugün, bu yönetici, on bin personelini isimleriyle tanıyabilmektedir.

Dikkat Gücünüzü Geliştirin.

İnsanlar belirli bir zamanda, sadece bir şey üzerinde, açık ve yoğun bir biçimde konsantre olamazlar. Bir konuşma anında, karşılarındakinin söylediklerinden çok, kendilerinin ne söyleyeceklerini düşünürler. Bir manzaraya bakar, fakat ayrıntılarım doyasıya seyretmezler.

Oldukça zeki ve bellekleri kuvvetli olan insanlar, kuvvetli bir gözlem, konsantrasyon ve dikkat sahibidirler. Dikkat, anımsamak istediğiniz fikir veya olayın dışında, her şeyi bir kenara itmek demektir. Bu nedenle anımsamak istediğiniz şeylerin detayına dikkat edin.

İnsanları anımsamakta zorluk çeken bir banka kasiyeri, her yüzün detayım incelemeye başladı. Detaylara dikkat ettiğinde elde edilen resimlerin bellekte silinmediğini gördü.

Çağrışım Aşırıya Kaçmamak Şartıyla Anımsamanın En Kısa ve Emin Yollarından Biridir.

Ebru'nun telefon numarası 41915 35'tir. Ahmet'in bu telefon numarasını asla unutmaması gerekiyordu. Ahmet şöyle bir bağlantı kurdu, oturduğum sitenin numarası 419. Burdur'un plakası 15, İzmir'in plakası 35. (Site numaram, Burdur, İzmir = Ebru Tel.) Herkesin zihninde, çağrışım yaparak yeni olaylarla bağlantı kurabileceği birçok başka olay vardır. Fakat, unutmayın ki, çağrışımlarımız ne kadar basit olursa, belleğimizi o kadar az zorlamış oluruz.

Eğer Herhangi Bir şeye Derin ve İçten İlgi Duyuyorsanız, Dikkatiniz Doğal Olarak Az veya Çok O şey Üzerinde Yoğunlaşır.

Erkeklerin geneli futbolla o kadar ilgilidirler ki, lig oyuncularının isimlerini ve attıkları golleri bilirler. Birçok olağanüstü anımsamalar, aşırı ilgi unsuru ile açıklanabilir. Sonuç olarak, anımsamak istediğiniz konu üzerinde, içten ve canlı bir ilgi geliştirmeye çalışınız.

Anlamaya Çalışın.

Bir konu veya durumu anlamamışsanız, onu anımsamayı bekleyemezsiniz. Verilen gerçekler arasındaki bütün mantıksal bağları bilmelisiniz.

Hatırlamanız Gereken Şeyleri Dikkatle ve Düşünerek Seçin, Zihinsel Projektörlerinizi Yalnız Bunların Üzerine Çevirin.

Hiç kimse her şeyi anımsayamaz. Birçok kimse yüzbin liralık iş için on milyon liralık alet kullanır. Hassas akıl makinalarını daha önemli işler için kullanmaları daha akıllıca bir hareket olduğu halde, telefon numaralarını ezberlemeye çalışırlar. Birçok şey zihninizden ziyade not defterinizde yazılı olmalıdır. Belleğinizi ve dikkatiniz! akıllıca yöneltiniz.

Not Tutma Alışkanlığı

Başarılı öğrencileri gözlemlediğimizde hemen hepsinde not tutma alışkanlığının yerleşmiş olduğunu görürüz. Ancak öğrencilerin büyük bir kısmı bu alışkanlığı gerçekleştirmede güçlük çekmektedirler. Buradaki en önemli sıkıntı, ya öğrencinin her şeyi aynen not almaya kalkması, ya da anlatılanlardan bağımsız not tutmaya çalışmasıdır. Öğrencinin not tutması öğrenmede esastır.

Not tutma tekniğinin ilkeleri:

* İyi not tutabilmek için, öğrencinin konu hakkında önceden bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü anlatılanlar hakkında öğrencinin az da olsa bilgisi olmazsa iyi not tutamaz.

* Not tutulurken aynen almak yerine, dinlenilen konulardan bir anafikir çıkarılmalı ve birkaç sözcük ile not tutulmalıdır. Gerekirse ileride anımsamada kolaylık sağlaması bakımından örneklendirilmelidir.

* Not tutarken en önemli faktör, öğrencinin anladıklarım kendi ifadelerine çevirerek not tutmasıdır. Başkasının ifadelerini olduğu gibi not almaya çalışmak ezberlemeyi sağlar ki, bu da not tutmayı amacından saptırmış olur.

* Not tutmada öncelik kısa olmasıdır. Ancak bu kısalık anlamayı güçleştirecek nitelikte olmamalıdır.

* Not alırken ister istemez bazı yerler kaçırılabilir. Ancak bu kaçırılan yerlerin sonradan anımsanıp, yazılabileceği düşünülerek, not tutulan sayfada belli boşluklar veya aralıklar bırakılmalıdır.

* Not tutarken önemli yerlere belli uyarılar verilmesi, notlara geri dönerken dikkati çekmesi bakımından önemlidir.

Matematik Ve Fen Derslerini Nasıl Çalışmalısınız?

İlk bakışta matematik ve fen dersleri, öğrenciler tarafından itici olarak algılanmaktadır. Bu nedenle de öğrenciler, bu derslerin zor olduğundan şikayet etmekteler.

Bu yüzden, bu derslerin öğrenciler tarafından algılanması güç bir hal almaktadır. Bu durum doğal olarak öğrenciyi bu derslere karşı önyargılı bir tutum içine sürükler. O halde öncelikle bu derslere karşı olumsuz tutum geliştirmeyi bir yana bırakmanız doğru olacaktır. Olumsuz duygularınızı yenmeye çalışın. Önyargılı davranmaktansa, uğraşmayı deneyin.

Sosyal derslere bakışınız ne ise, matematik ve fen derslerine de aynı pencereden bakmanız gerekmektedir. Çünkü, bu alanlar da, belli başlı ders kapsamına girmekte ve yararlanabileceğiniz birçok yeni bilgiyi içermektedir.

Çok zorlandığınız problemlerin temel mantığına geri donun. Çünkü konunun teorik kısmı henüz daha oturmamıştır. Önceden farkına varamadığınız bir ayrıntıyı görecek ve eksiğinizi gidereceksiniz.

Zor sorularla uğraşmak, çalışmada doğru bir yöntem izlendiğinin göstergesi değildir. Aksine anlaşılması zor, karmaşık sorular size vakit kaybettirdiği gibi canınızı da sıkacaktır.

Ödev olarak verilen testleri muhakkak çözün, takıldığınız sorulardaki açıklarınızı giderin. Özellikle bu derslerde soru sormaktan çekinmeyin.

Çözemediğiniz sorularda, farklı yöntemleri uygulamaya çalışın.

Matematik ve fen dersleri, kendi içinde basamaklar halindedir. Yani konular birbirini takip eder ve bir alt konuda eksiklik varsa, bir üst konunun öğrenilmesi güçleşir.

Konuların teorik kısımlarım tam anladıktan sonra, öğrendiklerinizi çok soru çözerek pekiştirmelisiniz.

Başarı için, alt yapıda tüm derslere gerek olduğunu asla unutmayınız.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol